Merhaba! Ben bir web geliştiriciyim ve bu blogda sizlerle deneyimlerimi, öğrendiklerimi ve web dünyasındaki yolculuğumu paylaşacağım. İlk yazımda, bu serüvenin nasıl başladığını anlatmak istedim. Hazırsanız, geçmişe bir yolculuk yapalım.
Çocukluk yıllarıma geri döndüğümde, internetle tanışmamın çevirmeli ağ (dial-up) bağlantılarıyla gerçekleştiğini hatırlıyorum. O dönemin modemleri bağlanırken çıkardığı o kendine has sesler —bip’ler, cızırtılar ve ritmik tonlar— adeta bir sihir gibiydi.

Bu ses, internete bağlanmanın habercisiydi ve her duyduğumda içimde bir heyecan uyanırdı. Sanki dijital bir dünyaya açılan kapının anahtarıymış gibi hissettiriyordu. O ses eşliğinde ekranın yavaşça açılmasını beklerken, çocuk aklımla büyük bir keşfe çıkacağımı düşünürdüm.
İlk başlarda internet, daha çok bir merak objesiydi; basit web sayfalarını keşfetmek ve o dönemin sınırlı ama büyüleyici içeriğini anlamaya çalışmak beni derinden etkiledi. Zamanla bu merak, bir tutkuya dönüştü. HTML ve CSS ile tanışmam, web geliştirme yolculuğumun temelini attı. Yıllar boyunca bu dillerle çalışarak kendimi geliştirdim; basit statik sayfalar tasarlamaktan, daha karmaşık projelere kadar uzanan bir süreçti bu. Daha sonra JavaScript, PHP gibi dillerle tanışarak yetkinliklerimi genişlettim. Her yeni dil ve teknoloji, bana hem zorluklar hem de öğrenme fırsatları sundu.
Bu yolculukta, sabır ve sürekli öğrenme en büyük rehberlerim oldu. Bugün geldiğim noktada, edindiğim deneyimlerle hem kişisel projeler üretiyor hem de profesyonel dünyada katkıda bulunuyorum. Bu blogda, bu birikimi sizlerle paylaşarak web geliştirme dünyasına adım atmak isteyenlere ilham olmayı hedefliyorum.
Sizlerin de bu alandaki hikayeleri varsa, yorumlarda paylaşmaktan çekinmeyin. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere!